Nefes alırken batar bir şeyler göğüs kafesine, adına özlem derler. Gözlerin dalıp gider hiç olmadık yerlere, adına özlem derler. Ağlamaktan gözlerin şişer de kendi okyanusunda boğulursun, bazen de bir damla yaşa muhtaç olursun, adına özlem derler. Gecenin en karanlığında, güneşin doğuşunda ve batışında.. Sokakların soğukluğunda, anne kucağının sıcaklığında.. Bir bıçak saplanırcasına yanar canın, adına özlem derler. Onlar özlem der; ben, sen derim. Küçülmüş bir kıyafetimi, paylaşamamaksızın dolabımın en baş köşesinde tutuyorum. Bitmiş bir kalemle, bittiğini kabullenmeksizin yazmaya çalışıyorum. Ne kadar da benziyor bu yaşananlar benim yaşanamamışlıklarıma..
Özlüyorum, dokunamıyorum.. Özlüyorum, yazamıyorum. Evet sana yazamıyorum, ama seni yazıyorum. Özlüyorum ve anlatamadığım kadar yazıyorum. Daldığım her noktadasın.. Hayatımın miladı olmadın ama hayatımda bir milat bıraktın. Seninle yaşanan o ilk günler, senin yaşadığın şu son günler. Gözlerine bakmaya korktuğum, yanından geçip gitmek zorunda olduğum.. Sanki bir yabancı gibi. Ona bir kalp kadar uzak bir yabancıyım. Ona bir tebessüm kadar uzak bir yabancıyım. Sayfalarca yazılan yazılara rağmen ona tek kelime kadar uzak bir yabancıyım. Şu hayatta en iyi tanıdığım insanın yabancısıyım..
Ne yabancı ama!